Özgür basın susturulamaz!

Özgür basın susturulamaz!
Yayınlama: 03.12.2016
A+
A-

kadir-internetGeçtiğimiz günlerde Saray’da yayın yapan günlük bir gazete polis tarafından basıldı. Ulusal basında sık sık karşılaştığımız medya operasyonları yerele kadar, hatta Saray’a kadar geldi demek! Yıllardır gazetecilik yapan biri olarak yaşananlar karşısında susmak tabi ki de bana yakışmaz. Bu nedenle bahse konu polis baskınıyla ilgili benim de söyleyecek birkaç sözüm elbette var!

Öncelikle hafızalarınızı tazelemek adına biraz geriye götürmek istiyorum sizleri. Bildiğiniz gibi yaklaşık 9 ay önce bu ülkede Ensar Vakfı’nda kalan 45 çocuğa cinsel istismarda bulunuldu ve vakıf halen daha faaliyette! Akabinde yine aynı vakıfta 9 kadına zorla tecavüz edildiği iddiaları ortaya çıktı ancak kimsenin yine kılı bile kıpırdamadı! Her gün ülkede kendini bilmez biri çıkıp çocuk yaşta evlilikleri rahat rahat savunuyor, yine kimsenin kılı kıpırdamıyor! Hatta Milletvekilleri bu konu yasalaşsın diye önerge bile sunuyor Meclise. İşte ne bileyim, şort giydi diye bir kadına tekme atmak bile serbestken ülkede, ilçemizin güzide gazetesine yapılan polis baskını sizce de fazla abartılmadı mı?

Malum gazetenin bu olaya karıştığını gizlemek yerine kamuoyuna duyurmayı tercih eden başta Saray Gazetesi olmak üzere diğer basın kuruluşlarını da ayrıca kınıyorum!

Gazeteleri ve gazetecileri kınamakla birlikte, ilçemizin güzide gazetesinin çalışanını da (ismini web sitesinde bulamadım) ayrıca kutluyorum. Konu ile ilgili yazdığı yazı beni çok etkiledi. Yazısına, ‘Gazete çalışanları olarak gazetenin neden polis tarafından basıldığını anlamadıklarını’ belirterek yapmış olduğu girizgahı çok beğendim. Yerelde gazetecilik yapmanın zorluklarından bahsetmesi, ne kadar muhalif olduklarını anlatması, o kadar muhalif olmalarından mütevellit hedef tahtasına konduklarını beyan etmesi, aldıkları bunca riske rağmen düşük ücretlere çalıştıklarını ifade etmesi ve tüm bunların yanı sıra Saray’da yaşanan olumsuzlukları kamuoyuna duyurma isteğiyle yanıp tutuşuyor olmalarını ısrarla vurgulaması gerçekten beni benden aldı.

Biliyorum, şu an aklınızdan aynı soru geçiyor; ‘Ulan sen daha çalıştığın gazetenin neden polis baskını yediğini bilmiyorsun, kamuoyuna neyi duyuracaksın?’

Hayır değerli okurlar, böyle yapmayın! Adamın işi başından aşkın, böylesine önemsiz bir olayı da bilmeyiversin. Yanındayım kardeşim!

Yüreğine, kalemine, klavyene sağlık. Nasıl da ağzının payını vermiş bizim gazetenin! Ben böyle ayar görmedim.

‘Son olarak birkaç şeyde diğer “gazeteye” söylemek istiyorum. Taraflık yanlılık olur amaaaa bu kadarı gazetecilik değil reklamcılık veya halkla ilişkiler çalışması olur ki zaten halkın gözünde o “gazetenin” değeri bilinmektedir. Saray’daki gelişmeleri o “gazeteden” takip eden Saray dışında ikamet eden vatandaşlar Saray’ı çok iyi sıkıntısız bir ilçe zannediyordur, diye düşünüyorum.’

Şu cümlelerdeki zarafete, asalete bir bakın… Aferin sana koca yürekli çocuk!

Eğer bundan sonra yazmaya devam edeceksen, en büyük takipçin ben olacağım. Bizim gazete de kendini muhalif zannetsin. Alem muhalif gördü sayende! Sen bu gazla patronunun karıştığı skandalı da aydınlatır, manşetten verirsin. Bizimkilerin olayı aydınlatacağı yok zaten. Bir şeyler yazdılar ama zaten senin patron yalanladı. Merakla bekliyorum…

Son olarak, sen ve senin gibi parlak beyinler gazetecilik yaptığı sürece, geleceğe olan inancımızın süreceğini bilmeni isterim.

Dostça bir öneri; ‘Yazarken imla hatalarına biraz daha dikkat edersen çok sevinirim. Nihayetinde sen hepimizi temsil ediyorsun!

Saray Haber