‘Trakya’da yer altı sularının yüzde 85’i tükendi’

‘Trakya’da yer altı sularının yüzde 85’i tükendi’
Yayınlama: 08.12.2020
A+
A-

Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Lokman Hakan Tecer, Trakya’da yer altı sularının yüzde 85’inin tükendiğini söyledi

Türkiye’nin buğday, ayçiçeği, çeltik gibi ürünlerin en önemli merkezlerinden olan Trakya, son 91 yılın en kurak dönemini yaşıyor. Üreticiler, ayçiçeği ve buğday gibi ürünlerde kuraklık nedeniyle verim kaybı yaşarken, DSİ verilerine göre bölgede bulunan 6 baraj ve 31 gölette 2019 yılına yüzde 40 doluluk oranıyla girildiği, bu yıl ise aynı baraj ve göletlerde su seviyesinin yüzde 20’ye kadar düştüğü kaydedildi. Edirne’de Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri dip seviyeyi görürken, Meriç’te kum adacıkları oluştu.

DHA’nın haberine göre, kuraklığın yaşandığı Trakya’da yer altı suları da tükenmeye başladı. Tarımın yanı sıra bölgede artan sanayi kuruluşları, yer altı sularının tükenmesinde önemli etken olarak gösterildi. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Lokman Hakan Tecer, Trakya’da yer altı sularının az bir seviyede kaldığını söyledi.

Ergene Havzası’nın Türkiye’nin önemli havzalarından biri olduğunu belirten Prof. Tecer, “Türkiye’de yağışa baktığımız zaman ortalama yıllık 633 milimetrelik bir yağış potansiyeli var. Havzada ise bu miktar 650 milimetre civarındadır, şimdi uzun dönemli yağış verilerine baktığımız zaman 2000 yılına kadar zaman zaman kurak zaman zaman yağışlı dönemler geçirilmiştir ama 2000 yılından sonra kurak bir döneme girilmiştir” dedi.

‘Sanayi bölgelerinde yer altı su seviyesi daha düşük’

Prof. Lokman Hakan Tecer, bölgede su seviyesinin 120 metreye kadar düştüğünü belirterek, şöyle devam etti:
“Bu gözlem istasyonlarından alınan verilere göre, eskiden sanayinin olmadığı yerlerde yer altı suyu seviyesinde 20 metrelere kadar bir düşüş vardı, şimdi bazı bölgelerde 110 metrelere kadar düşme gerçekleşmiş yani sanayinin yoğun olduğu özellikle Çorlu, Çerkezköy, Kapaklı bölgelerinde yer altı su seviyesi 110, 120 metre kadar daha derinlere düşmüş demektir. Sanayinin olmadığı yerlerde bu düşüş 20 metrelere kadar varmakta. Yani Tekirdağ’da özellikle bu bölgede tahsis edilen yer altı su seviyesinin yaklaşık yüzde 92’lik bir kısmını, büyükçe bir kısmını evsel endüstriyel kullanım için tüketiyor demektir. Bu muazzam bir tablo gerçekten önemli bir veridir. Tahsis edilen yer altı suyu seviyesinin yüzde 92’sini sanayide tüketiyoruz demektir. Tahsiste bulunan mevcut yer altı suyu potansiyelinin yüzde 80’ini oluşturuyor. Şöyle kabaca bir hesapla Tekirdağ bölgesinde 16- 17 hektometreküp kadar bir yer altı suyu seviyesi kaldı.

‘Yer altı suyu alarm veriyor’

Yani bu tüketim biçimiyle yer altı su seviyesinden artık istifade edilemeyecek noktaya geleceğiz, bu kaçınılmaz. Dolayısıyla yer altı suyu alarm veriyor. Sanayi bölgelerinde 110- 120 metre daha derinlere inmiş durumda ve bu kadar beslenmiyor. Ergene Nehri’nin ve kollarının doğal debisi ortalama 3 metre/saniye. Sanayi günde 5,3 metre/saniyelik bir su tüketiyor, yani yer altı sularının beslenmesinden çok daha fazla bir su tüketiliyor ve yer altı sularını da biz içme ve kullanım amacıyla kullandığımız zaman alarm zili çaldı demektir, çalıyor şu anda zaten. Şimdi seviyelerinin korunması, aynı zamanda yüzeysel suların korunması ile alakalı çok farklı kurumlar farklı çalışmalar yapmış. Bunlardan bir tanesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevre düzen planlarında ve imar planlarında bu tür stratejiler ortaya konulmuş. Bu bölgede en büyük kirlilik akarsuların kirlenmemesi ve yer altı sularının tükenmesidir. Yer altı sularını artık bir rezerv olarak kullanmamız lazım. Yüzeysel sulardan arıtma yoluyla endüstriyel ve evsel kullanıma öncelik vermemiz lazım bu birinci önceliğimiz.”

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Saray Haber