Dökülen sadece okullar mı?

Dökülen sadece okullar mı?
Yayınlama: 04.10.2019
A+
A-

Önce Atatürk Ortaokulu ardından da 75. Yıl İlkokulu. Bir ayda ilçemizin iki köklü okuluna ‘mevcut haliyle eğitim ve öğretime devam edilemez’ raporu verilirken, öğrenciler sonbahar yaprakları gibi bir okuldan diğerine savruluverdi. Pazartesiden Çarşambaya düzeni tamamen değişen öğrenciler ne olduğunu anlamaya çalışadursun, tanımadıkları okulların yollarını aşındırmaya başladılar bile.

Çocuklarını bu olumsuz süreçten korumaya çalışan veliler kendilerini ya özel okullara 15-20 bin lira öderken ya da saat 20.00’de okul önünde çocuğunu beklerken buldu. Her iki durumda da veliler kendilerine sormadan edemedi, bir ayda biz bu hale nasıl geldik?

Sahi bu hale bir ayda mı gelindiğini düşünüyorsunuz? Hiç de öyle olmadığını AKP iktidarın hazırladığı 2019 yılı bütçesini incelediğinizde anlayabilirsiniz. ‘Bu işi de AKP’ye bağlamayı başardın’ diyenler hemen sinirlenmeyin, önce bir okuyun, bakarsınız siz de bana hak verirsiniz.

949 milyar 25 milyon lira olarak açıklanan 2019 bütçesi, üç bakanlığa ayrılan pay ile okullarımızı doğrudan ilgilendiriyor. Bütçeden en fazla ikinci payı alan Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan pay 113 milyar 813 milyon lira. ‘Tamda güzel bütçe, iktidar partisi gerçekten de eğitime destek veriyor’ derken, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin bir önceki yıla oranla % 23 buna karşın Diyanet İşleri Bakanlığı bütçesinin  %34,4 oranında arttığını öğreniyorsunuz. Birde üzerine Milli Eğitim Bakanlığının bütçesinde İmam hatiplere ayrılan yatırım payının diğer okullara ayrılan paydan kat be kat fazla olduğunu öğrenince, olmaz olsun böyle bütçe demeye başlıyorsunuz. Bakanlığın bütçesi İmam Hatip odaklı olunca,  Saray’da olduğu gibi İmam Hatip okulları bir yılda tamamlanırken, diğer okullarımızın geçtik yeniden yapılmasını, tadilatına bile sıra gelmiyor.

Birde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız var. Bütçeden en az payı alan bakanlıklar arasında yer alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, 485 civarında aktif fay hattının bulunduğu Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerini hazırlamak, bina (okullar dâhil) sağlamlık kontrolünü yapmak, vatandaşların depreme dayanıklı ve sağlıklı konutlarda yaşamasını sağlamak gibi önemli sorumlulukları bulunuyor. Böylesine önemli görevleri yerine getirebilmesi için bu bakanlığımıza 2 milyar 573 milyon lira layık görülmüş. Ama siz de takdir edersiniz ki bu bütçeyle bu işlerin yapılması imkânsız. Hal böyle olunca Atatürk Ortaokulu ile 75. Yıl İlkokulunun bina sağlamlık kontrolleri en son 2013 yılında yapılabilmiş. Anlayacağınız çocuklarımız 6 yıldır kontrolleri yapılmayan binalarda, zaten şans eseri bugünlere gelebilmiş.

Okulların hem teknolojik açıdan donanımlı hem de bina dayanıklılık kontrollerinin gelişmiş cihazlarla yapılabilmesi için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız var. Son dönemin popüler bakanlıklarından. İktidar Partisi temsilcileri lafa her başladıklarında teknolojide nasıl çağ atladığımızı anlatsalar da eminim bu açıklamalara siz de prim vermiyorsunuzdur. Zira sadece 2 milyar 544 milyon lira (bakanlıklar arasında sondan ikinci) bütçesi olan bir bakanlıkla geçtim çağ atlamayı, birkaç yıl geriye gitmemiz kuvvetle daha muhtemel.

Bütçe meselesinde ilginç bir nokta daha var o da Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan bütçe. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesinin 4.2 katı. Nasıl oluyorsa bir başkanlığın bütçesi bir bakanlığın bütçesini 4’e katlıyor. İnsanın Diyanet İşleri Başkanlığına, ‘ebe muhteremler bu bütçeyle uzay mekiği yapıyorsunuz da bizim mi haberimiz yok?’ diye sorası geliyor.

Lafın kısası kıymetli okur, bütçede öncelik eğitime, güvenli, kaliteli ve sağlıklı okullar yapılmasına ve bu okulların düzenli olarak kontrol edilmesine ayrılmadığı için bugün çocuklarımız ikili eğitime mahkûm edilmiş durumda. Seçeneksiz bırakılan öğrenciler ya özel okullarda ya da imam hatip okullarında eğitimlerine devam etmek zorunda kalıyor. Sadece Saray’da değil, ülkenin her köşesinde velisinden öğrencisine, okul idarecisinden öğretmenine kadar herkes çöken eğitim sisteminin altında çıkışı arıyor.

Dökülen okullar, yapboza dönen eğitim sistemi ve keyfe keder hazırlanan bütçeler. Kendimiz için değilse bile çocuklarımızın geleceği için bu akıl dışılığa dur dememiz gerekiyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Saray Haber