Trakya’nın Kadir Abisi – 2

Trakya’nın Kadir Abisi – 2
Yayınlama: 27.11.2020
A+
A-

Geçtiğimiz yazıda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2019 Yerel Seçimlerindeki zaferine bakmadan önce, Kadir Albayrak’ın 2014-2019 yılları arasında Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı vizyonunu mercek altına almak gerektiğini söyleyerek kapatmıştık. Kaldığımız yerden devam edelim.

Samimiyet, nezaket, zarafet

Evet, Kadir Başkan ilk döneminde çok ve büyük işlere imza attı. Ancak icraatlarından ziyade onu popüler yapan şey insana dokunabilen, halkın arasında hayat bulabilen tutumuydu. Türkiye’de belediye başkanlığı denildiği zaman (özellikle Sarıgül için söylenen) meşhur bir deyim vardır: “Düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı” olmak. Bir belediye başkanının, insanların en önemli gününde yanlarında olduğunu hissettirmesi toplum nazarında çok önemlidir.

Elbette mesele bir milyon nüfuslu bir büyükşehir belediyesi olunca işin rengi değişiyor. “Herkese ve her kesime dokunabilmek mümkün mü?” diye düşünülebilir. Mümkün… Mümkün olduğunu bize 2014-2019 yılı arasında Kadir Albayrak gösterdi. Vefat listelerini her gün üşenmeden önüne aldı, tek tek taziye telefonları açtı. Bunu bizzat kendi hayatımızın içinde yaşayarak gördük. Örneğin o gün kendi mesaisine değen bir kişinin doğum günü olduğunu öğrendiğinde çiçek göndermeyi hiç ihmal etmedi.

Yukarıda anlatılanları yaşamış birisi, sandık başına gittiğinde nasıl olurda eli bu nezaketin sahibine doğru uzanmaz… Hele hele sandık gelmeden çok önce seçilmeye aday kişi ona kalbini uzatmışsa…

Yeni siyaset dili: Sevgi

CHP’nin son yerel seçimde İstanbul, Ankara ve İzmir’den büyük bir zaferle çıkmış olmasının kuşkusuz birçok dayanak noktası var. Ancak bir kişinin hakkını özellikle teslim etmek gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin son yerel seçim çalışmasını üstlenen Ateş İlyas Başsoy, bu önemli başarının mimarıdır diyebiliriz. Başsoy, bizim kuşaktan 1971 doğumlu biri ve siyasette solun da solunda duran, sosyalist gelenekten gelen bir isim. Kendisinin 2019 yerel seçimleri öncesinde bir önerme olarak sunduğu “Radikal Sevgi” çalışması, adeta bir doktrin halini alarak Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin kapılarını araladı. Kimseyi ötekileştirmeyen, “öteki” olanı anlamaya çalışan bu çıkış noktası, içinde insan sevgisine dair en ufak bir emare taşıyan herkese (tüm seçmenlere) bir şans vermeyi amaçlıyordu. -Ki seçmen de size bir şans verebilsin…

Bu noktada, aynı şeyi yapmaya çalışan Ak Parti’nin “Gönül Belediyeciliği” söylemi ise seçim sonuçlarından da anlaşılacağı üzere büyük bir başarısızlıkla tescillendi. Yetmedi, Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçiminde “Gönül Belediyeciliği” söylemi yerle yeksan oldu. Çünkü samimi bulunmadı. Zira daha kısa bir süre önce kendi belediye başkanlarını istifa zoruyla görevden alan bir siyasal partinin bu çağrısı ne kadar gönülden olabilirdi ki…

Kuşkusuz bu iki önerme ve taktik bambaşka ve çok daha uzun bir yazının konusu. Ama Albayrak’ın başarısını bu düzlem üzerinden tarif etmek, meselenin anlaşılabilmesi açısından da elzemdir diye düşünüyorum. Bundan sonra okuyacağınız her satırda yukarıdaki iki kampanyayı ve samimiyet düzeyini anımsayarak ilerlemenizi rica ediyorum.

Teoriyi, pratiğe çevirme sanatı

Albayrak’ın ilk dönem dilinden düşürmeden başladığı bir girizgâh vardır: “Şarköy’ün Kızılcaterzi Mahallesinden, Saray’ın Safaalan Mahallesine kadar…” Bu söylem, aslında geniş kitleleri ayrımsız bir biçimde kucaklama perspektifini de içinde barındıran, çok insancıl ve vurucu bir kapsayıcılığın gücünü de içinde barındırıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kutuplaştırmanın, ayrıştırmanın en yoğun biçimde yaşandığı bir konjonktürde böylesi bütünleştirici bir hedef yavaş yavaş metropolleşmeye başlayan İstanbul’un yanı başındaki Tekirdağ için hayati derecede önemli. Bu dil, aslında en çok da Çerkezköy ve Kapaklı’ya Karadeniz’den göç etmiş olan inşaat sektörü çalışanlarına, Çorlu’da ikamet etmek durumunda olan geniş ölçekli endüstri emekçisi kitlelere veya Tekirdağ’ın varoşlarına göç etmiş olan kent yoksullarına sesleniyordu. En net tabiriyle Kadir Albayrak, “radikal sevgi”sini en çok kendini “öteki” olarak görebilecek olanlara gösteriyordu.

Şimdi burada bir parantez açmadan edemeyeceğim. Kadir Albayrak’ın bir imgeleme olarak kullandığı “Safaalan ve Kızılcaterzi” söylemi ne çok iğnelemelere neden oldu o dönem… O dönem, Şarköy’de yankılanan “Neden Terziköy’den başka laf etmiyor” veya Saray’da dillerden düşmeyen “Sabah namazını yine Safaalan’da mı kılacakmış” dedikoduları siyaseti taşra kafasıyla idrak edebilecek ölçeğe sahip olanlar için bugünden bakıldığında çok hazin bir seviye olarak düşünülebilir. Oysa Albayrak’ın bu söylemle Tekirdağ’ın birbirine en uzak iki köyünü değil, en uzak iki yerleşim birimi arasında kalan ve yüz binlerle ölçülebilecek, çoğu dışarıdan göç etmiş emekçi yığınları ifade ettiğini yıllar sonra bu politik analizle açıklığa kavuşturabildik. Bu politik tahlil ile meseleyi hem 60 yıldır köyünden çıkmamış bir Trakyalı’ya, hem de Tekirdağ’a yeni göç etmiş birine yıllar sonra anlatabilmiş olmak önemliydi diye düşünüyorum.

Yukarıdaki satırları bir “akademisyen için notlar” şeklinde yayımlayabilirdik. Ancak bugünden bakıldığında yukarıdaki önermeyi ilk beş yıllık süreçte anlamamış bir kahvehane sohbetçisine de bu satırlar aracılığıyla anlatabilmişsek, bu durum yazıya dökülen tahlilin netliğinden ziyade, Kadir Albayrak’ın teoriyi pratiğe dönüştürme sanatındaki başarısında yatmaktadır. Ve bu başarı, esasen CHP’nin ülke genelindeki 2019 zaferine de ilham veren irili ufaklı birçok yerel yönetim deneyiminin başında geliyor.

Konu, siyaset olunca akademik tahliller yapmadan durumu tarih nezdinde netleştirmek pek kolay değil. Yüksek tondan politik tahliller içeren bu yazı umarım okuyucuyu sıkmamıştır. Tarihe not düşmek için kayda geçmesi gerekiyordu. Biz de öyle yaptık.

Önümüzdeki yazı, kahvehane sohbetçisi amcalarımızın ilgisini daha çok çekebilir. İcraattan ve gözle görülen hizmetlerden bahsederek geçmiş dönemi ele alacağız. Yapılanı da yapıl(a)mayanı da masaya yatırmayı hedefliyoruz. Meraklısı hazır olsun. Bugüne kadar okuyabileceğiniz en kapsamlı Kadir Albayrak analizi, yoluna devam ediyor. Henüz gün ağırmadan yollara düşmüş Kadir Başkan gibi, biz de şu anda bu yazı dizisinin başında sayılırız.

Yolumuz uzun, Safaalan ve Kızılcaterzi arası 180 kilometreden fazla… Birlikte ilerlemeye devam edeceğiz.

windows 7 home lisans

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Saray Haber